Döviz kuru ve enflasyonun artışının sonuçlarıyla birlikte, araç parça ve işçilik giderleri zirveye ulaşırken kaza tazminatları da rekor seviyelere çıktı. Sigorta şirketlerinin tahsil ettiği primler, bu artışları karşılamada yetersiz kalınca, poliçe fiyatları hızla yükseldi.
Son dönem uygulamaları, hasar durumlarında kusurlu tarafın trafik sigortası üzerinden ödenen tazminatların yanı sıra, mağdur aracın değerindeki düşüş nedeniyle ek bedellerin ödenmesini mecburi hale getiriyor. Bu gelişme, sigorta şirketlerinin ödemek zorunda kaldığı hasar tutarlarını neredeyse iki katına çıkartıyor. Kaza başına ödenen tazminat tutarları ise milyarlarca lira seviyelerine ulaşabiliyor.
Sigorta şirketleri, bu yüksek maliyetler karşısında trafik poliçesi satmakta zorlanıyor. Yasal yaptırımları olmasına rağmen poliçe yapmaktan kaçınan şirketler, zararlarını telafi edebilmek için müşterilerini ferdi kaza, çekici hizmeti gibi ek ürünler almaya yönlendirmekte. Bu ek ürünlerin primleri, çoğu zaman trafik sigortası primleri kadar yüksek olabiliyor, bu da vatandaşların sigorta maliyetlerini daha da arttırıyor.
Gaziantep’te sürücüler, yüksek primler ve sigortasız kalma riski konusunda dikkatli olmaya çağrılıyor. Sektördeki maliyet baskısının önümüzdeki dönemde devam etmesi bekleniyor. Sigorta maliyetlerindeki artış, hem araç sahipleri hem de sektörde hizmet veren firmalar için öncelikli bir sorun olmaya devam ediyor.
