Türkiye, 6 Şubat’ta yüzyılın felaketini yaşadı. 11 İlimizde önce binalar sonra o binalar içinde tüten ocaklar birbiri ardına yıkıldı. Elli binin üzerinde insanımız yaşamını kaybederken, yüz binin üzerinde insanımız da yaralandı. Bu büyük felaketin ardından, Türkiye “Tek Yürek” oldu. Bölgeye yardımlar yağdı. Ama birileri vardı ki, isimsiz birileri, felaketin acılarını, zorluklarını bir paratoner gibi gövdelerine çekmek, yaraları sarıp sarmalamak için ilk günden itibaren afet bölgesine koştular.

IŞIK OLDULAR
İşlerini, eşlerini, okullarını, ailelerini ve kendi hayatlarını bir kenara bırakarak, felaketin karanlığına birer mum misali ışık oldular. Kurtarma çalışmalarında onlar vardılar. Tıpkı 17 Ağustos depreminde olduğu gibi el ele tutuşup insan zincirleri kurdular. Enkazdan çıkan her can için döktükleri sevinç gözyaşlarını harç edip kardeşliklerine birleştiler, daha kapsamlı işler yapabilmek adına Kardeş Platformunu kurdular.

HER YERDE VARLAR
Afet bölgesinde ihtiyaç neyse buldular, neredeyse onlar da orada oldular… Evsiz kalanlar için, çadır kentler kurdular, kimse aşsız kalmasın diye, aş evleri açtılar. Afetzede değildiler ama aylarca onlarla aynı çadırlarda yatıp, aynı aşı, aynı kaderi paylaştılar… Doktor, psikolog, öğretmen, mühendis, sanatçı, iş insanı, sporcu, gazeteci her meslekten bir araya gelmiş yüzlerce güzel kalpli insan ve STK, “Sen-Ben yok, BİZ varız” ruhuyla kurdukları Kardeş Platformuyla, afet bölgesinde inanılmaz güzellikte işlere imza attılar.
Organize oldular, Türkiye’nin dört bir köşesinden bölgeye her gün dolu dolu yardım tırları gönderdiler. Su ihtiyacından, giysi ihtiyacına, hijyen malzemelerinden, sağlık malzemelerine, gıda ihtiyacından sosyal ihtiyaçlara yönelik, içi dolu tırları her gün afet bölgesine getirerek, en ücra köyler, mahallelerdeki afetzedelere “kendi elleriyle” dağıttılar.
Hiç siyaset yapmadılar, hiç ayrım yapmadılar, hiç ses yapmadılar ama çok “iş” yaptılar… İnsanlığın hala yaşadığını ve “bir insanı sevmenin” belki de dünyayı kurtarmak için yeterli olacağını, bize en iyi şekilde anlattılar.

ÇİTFE BAYRAM
İşte bu isimsiz yeni nesil kahramanların hayata geçirdiği son projeleri de “23 Nisan Çifte Bayram” projesi oldu. Yüzyılın felaketinde en çok örselenenlerin başında hiç şüphe yok ki çocuklarımız geliyordu. En büyük travmayı yaşayan çocuklarımızın yüzlerinde bir gülücük oluşturabilmeyi, ümitlerini yeniden yeşertebilmeyi amaçlayan Kardeş Platformu, son olarak “23 Nisan Çifte Bayram” projesini de başarıyla gerçekleştirdi. Oyuncak ve kırtasiye malzemelerinden oluşan ve çocuklar arasında ayrım olmasın diye standart şekilde hazırlanan binlerce hediye paketi, yine aileler için hazırlanan binlerce gıda yardım paketleriyle birlikte Hatay’da depolandı. Bu yıl çifte bayram olarak kutladığımız 23 Nisan günü, off-road araçlar ve kendi araçlarıyla Hatay’da toplanan yüzlerce Kardeş Platformu üyesi, psikologlar eşliğinde bu hediye paketlerini en ücra köşedeki köylerden başlayarak çocuklara ve ailelere dağıttılar. Sadece hediye paketi dağıtmadılar tabi ki, kalplerinde getirdikleri sevgi ve şefkati de dağıttılar çocuklara. Onların yüzlerini boyadılar, birlikte oyunlar oynadılar. Minik yavrulara bir yandan sıcak hamburger-ayran, pizza ziyafeti sunarlarken, bir yandan sahne sanatı gösterileri, enkaz altında kalan fotoğraf albümlerinin yerine yenileri için ilk fotoğraf çekimlerini gerçekleştirerek çocukların gönüllerince eğlenmelerine ve 23 Nisan’ın gerçek anlamda bir çifte bayram olarak yaşanmasına vesile oldular.
Son yara kapanana kadar afet bölgesinde kalacaklarını ve yardım faaliyetlerine devam edeceklerini belirten Kardeş Platformu Koordinatörü Murat Hamza Polat,