Canan Kaftancıoğlu yeniden gündeme geldi... Yeniden diyorum çünkü CHP'nin bir "kitle" partisi olmak yolunda ilerlemesini istemeyenler, her fırsatta "Aslında HDP'de siyaset yapması gereken bir kişi nasıl olur da CHP'de üstelik İl Başkanı olabiliyor?" tespitini ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyorlar.

Sanki HDP'de siyaset yapması gereken kişiler sadece CHP'deymiş gibi...

Recep Tayyip Eroğan'ın 2000'li yılların başında gerçekten de takdir edilesi bir şekilde başardığı ama son 10 yıldır da bundan tamamen vazgeçtiği bir uygulama vardı: Toplumu her yönüyle kucaklamak... Şimdi son 10 yıldır bundan vazgeçmesinden sonra ona bağlılığını bir şekilde ilan edenler de bunu iki şekilde savunmak zorunda kaldı:

1- Eroğan'ın sevmediklerini marjinalleştirmek

2- Toplumu her yönüyle kucaklayacak olanları engellemek

Birincisi için pek başarılı oldukları söylenemez. Zira özellikle Cumhuriyet Halk Partisi, asla bir DSP kaderini yaşayamaz. Elbette Karaoğlan Bülent Ecevit çok önemli bir isimdir. Ancak CHP'nin tarihinde yer alan Gazi Mustafa Atatürk ile kıyası olanaksız. Çünkü önünde sonunda Ecevit bir kişi... Bir insan... Oysa Gazi Mustafa Kemal Atatürk için artık insandan çok "bir fikir" denmesi çok daha uygun...

Bizim "fikir" haline geldiğini söylediğimizde elbette bunun altından da "Al işte Atatürk'ü Tanrısallaştırıyorlar. Bunlar Atatürk'e tapıyorlar!" suçlamasında bulunacaklardır. Böyle söylendiğinde kim ne yanıt verir bilemem de benim gibi bir Agnostik için böyle bir suçlamanın kesinlikle hükmü bile yok.

Ben Atatürk bir ilahtır demiyorum; artık bir fikirdir, diyorum.

Neden? Çünkü insanlar eleştirilebilir ve ölebilirler ama fikirler asla ölmez. Ha, eleştirisi de olur ama fikri geliştirirse başarılı olur. Yoksa fikir asla çürümez de yok olmaz da... Bir yolunu bulursa bir anda büyük ve dalga dalga gelişir.

İnsanlar yok edilebilir, fikirler edilemez.

Dönelim Kaftancıoğlu'na...

Eğer "ani bir kararla" Canan Kaftancıoğlu görevden alınırsa ne olur?

Şu olur: CHP, AKP'leşir.

Öyle toplumu her yönüyle kucaklamak da başka bir bahara kalır.

CHP bitmez ama bir daha en az 10 sene daha kendine gelemez.

Peki, ben Ferdi olarak Canan Kaftancıoğlu gibi mi düşünüyorum? Hayır.

Atatürk demek zor mu benim için? Çok kolay...

Peki, Canan Kaftancıoğlu gibi birisi bence İl Başkanı olarak kalmalı mı? EVET... KALMALI...

Bunlar benim düşüncelerim çünkü... Atatürk dememek de Canan Kaftancıoğlu'nun tercihi...

Ha, şu olursa: Eğer Canan Kaftancıoğlu bir partiliye sırf "Atatürk dedi" diye müdahale ederse, o zaman görevden alınmasını sabaha kadar da desteklerim.

Ama Sayın Canan Kaftancıoğlu, şahsi tercihlerini ve fikirlerini partiye ve partililere dayatmadığı sürece kime ne?

Sonuçta, bir CHP'li olmasam da bir gazeteci olarak, bir vatandaş olarak AKP'nin kaçırdığı treni hazır CHP yakalamaya çalışıyorken, bir sekteye uğramasını istemem.

İlk yıllarında nasıl ki "toplumu her yönüyle kucaklama" konusunda istekli gibi görünen AKP'ye destek verdiysem, şimdi de Kaftancıoğlu ile Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu ile "yepyeni" bir CHP'ye destek veriyorum.

Ancak Kaftancıoğlu sadece Atatürk demedi diye görevden alınırsa, şahsen desteğimi çekmeyi düşüneceğim.

Atatürk eğer yaşasaydı, kendisine ve de yüzüne karşı "Size Mustafa Kemal demek istiyorum ama Atatürk demeyi tercih etmiyorum" diyen bir vatandaşa bakarak sadece gülümserdi. Eminim...

Hatta belki de bizi de şaşırtarak, "Ben de Mustafa ismini tercih ederim aslına bakarsanız" bile diyebilirdi.

Sonuçta adı Mustafa'ydı çünkü... Ona Kemal ismini de Atatürk ismini de başkaları verdi.

Bizim bu "birbirimize düşürüp kanlı bıçaklı olmamıza" neden olacak kışkırtmalardan uzakta durmamız gerekiyor.

Bu şekilde ayrıştırarak ve linç ederek kimse bir şey kazanamaz.

Not: Atatürk üzerinden Kaftancıoğlu'na saldıran ve ayarsız eleştiri yapan CHP'liler... Kaftancıoğlu'nun binde 1'i kadar bir yararınız olsa keşke memlekete... Tribünlere oynayarak, tembelliğinizin ekmeğini yemekten hâlâ utanmıyorsunuz ya... Pes...