Gerikafalılık ve Çağdaş Trol

Gerikafalılık ve Çağdaş Trol

 

Beni en çok üzen konu "gerikafalılık" denildiğinde, popüler kültürün bir yansıması olarak bunun "dindarlığı" işaret ettiği yanılgısıdır. Çünkü gerikafalılık, içerisinde dindarlar kadar (ve hatta belki de daha fazlası) dindar olmayan, seküler anlayışla yaşayan kişilerin de olduğu pis bir çukurdur. Pistir, çünkü ona sessiz ya da sesli destek verenleri de etkiler, onlara da bulaşır.

Şimdi neyin gerikafalılık, neyin değil olduğunu madde madde örnekleyelim:

1- Diyanet'in Kur'an-ı Kerîm'de eşcinsellere yönelik ayet olduğunu referans göstermesi KABUL EDİLİR bir iştir. Kur'an'a inanıp inanmamak bir tercihtir ancak inanılması halinde, Kur'an'da Allah'ın eşcinsel olan kişilere pek de hoş bakmadığının yer aldığı bir GERÇEKTİR. Ancak bu gerçeklikten hareketle günümüzde yaşanan korona virüse göndermede bulunmak GERİKAFALILIKTIR. Bu noktada Diyanet eğer ille de Kur'an gerçekliklerinden hareket edecekse, günümüz virüsün nedenleri içinde yalancılığın, hırsızlığın, rüşvetin, iftiranın, dedikodunun, zulmetmenin, kul hakkı yemenin, Allah'a şirk koşmanın, ahiret inancı yok gibi hareket etmenin yer aldığını söylemesi daha ÇAĞDAŞ bir bakış olacaktır. Çünkü günümüz çağdaş dindarları, eşcinsellikten daha çok bu sayılan ve Allah'ın da Kur'an'ın da bu konularda daha hassas olduğu düşüncesinden hareket etmektedir. Yani çağdaş dindarlar, Allah'ın ve Kur'an'ın "günahlar" listesinde ilk sırada yer alanın "samimiyetsizlik ve riya" olduğunu çok iyi bilmekte ve bu istikamette hareket etmektedir. Bir ateistin bile "Senin Allah'ına ben kurban olurum" diyeceği dindar, eşcinselliği dert eden değil; samimiyeti ve iyi niyetini vitrine koyan dindardır.

2- Ankara Barosu'nun Diyanet ile ilgili bir hassasiyet oluşturması ve onun eşcinsellik konulu açıklamalarıyla bugünkü duruşunu eleştirmesi anlaşılır bir durumdur. Hukuk, böylesi zamanlarda elbette "gözleri kapalıyken ellerinde terazi tutan" bir figürü kendisine ilke edinmiş algısını, toplumdaki hassasiyetler su üzerine çıktığında hissettirmelidir. Tarafsızlığını ortaya koyarak, aşırılıkları henüz ortaya çıkmadan törpülemelidir. Bu durum ise Emniyet Güçlerinin aslında henüz suç ortaya çıkmadan harekete geçmesi gerektiği düşüncesiyle paralel bir durumdur. Ancak Ankara Barosu'nun yaptığı açıklamalardaki aşırılık, eşcinselliğe yönelik GERIKAFALILIĞIN karşısına bu kez seküler bir GERİKAFALILIK dikmiştir. Diyanet nasıl ki açıklamalarıyla ÇAĞDAŞ DİNDARLARI incittiyse, Ankara Barosu'nun açıklamaları da ÇAĞDAŞ SEKÜLERLERİ incitmiştir. Aslında toplumun ÇAĞDAŞ kesimi ne Diyanet'in ne de Ankara Barosu'nun açıklamalarının yanında değildir. Ancak popüler kültür, ülkedeki kitlelere "Ya Diyanet ya da Ankara Barosu" diyerek bir taraf seçme konusunda baskı yapmış, sonuçta ise ülkenin çoğunluğu aslında samimiyetsiz bir tutum sergilemiş; korona virüsü dolayısıyla yaşadıklarının tüm hıncını, karşısına aldığı diğer tarafa orantısız bir şekilde yüklenerek çıkarmaya çalışmıştır.

Şu iyi bir şekilde kavranmalıdır ki, ülkemizdeki tüm isimler, sıfatlar ve tanımlar özünde ikiye ayrılmaktır:

1- Çağdaşlar
2- Gerikafalılar

Her kim kendisini şu'cu bu'cu ya da şu-bu diye tanımlıyorsa, bu ifadenin başına Çağdaş ya da Gerikafalı ifadesi de mutlaka eklenmelidir.

Şu halde de ülkenin meselesi ne dindarlar, ne sekülerler, ne Aleviler, ne Kürtler, ne AK Parti, ne CHP, ne Hâkimler, ne ülkücüler, ne 65 yaş üstü ne kadınlar, erkekler ya da eşcinseller; hiçbirisi değildir.

Ülkedeki asıl sorun: Gerkafalılık sorunudur.

Allah trolün bile Çağdaş'ını nasip etsin

Amin

1.05.2020 (Ferdi GÜNGÖR )

DİĞER YAZILAR

Ferhat Göçer ile MSG'de ne değişecek?

Yavuz ile Tayfun: Yorum Farkı

Kaftancıoğlu görevden alınırsa...

Teknolojiyle Evlenenler

Levent ve İsmail: Ülkenin Yüzakı

Çocukluğuna İhanet Eden Biz Büyükler

Luppo yiyen işverenmiş

Budur Müslümanlık!

Luppo Çağrısı