Yemek esnasında veya sonrasında kahve içmek, vücudun demir emilimini azaltma riski taşırken, bu durum uzun vadede kansızlık sorununa yol açabilir.
Kahvenin içerisinde yer alan kafein, polifenoller ve tannin gibi bileşenler, yiyeceklerden alınan besinlerin sindirimine olumsuz etki edebilir. Bu maddeler, demir gibi minerallerin vücutta emilimini zorlaştırabilir. Londra Üniversitesi Sağlık Bilimleri Akademisi’nin baş bilim eğitmeni Alex Ruani, kahvenin tüm sindirimi etkilemediğini, ancak bireysel durumlara bağlı olarak etkilerin değişiklik gösterebileceğini belirtmektedir. Özellikle kalsiyum, demir ve B vitamini gibi besin maddeleri, kahve ile birlikte alındığında bu etkinin daha da belirgin olabileceği ifade edilmektedir.
Linus Pauling Enstitüsü direktörü ve Oregon Eyalet Üniversitesi Profesörü Emily Ho, yeterli besin alımı sağlandığı takdirde kahve tüketiminin endişe yaratmadığını; ancak demir eksikliği durumunda aşırı kahve tüketiminin besin emilimini olumsuz etkileyebileceğini vurgulamaktadır. Araştırmalar, kahvenin demir emilimini azalttığını ortaya koymaktadır. Özellikle yemekle birlikte içilen kahve, içeriğindeki polifenoller sebebiyle yemek üzerindeki besin maddeleriyle etkileşerek emilimlerini engelleyebilmektedir.
Demir emilimi, bağırsak hücrelerinden geçerek kan akışına katılması için hayati önem taşımaktadır. Kahvenin içindeki bileşenlerin besinlere bağlanması, bu süreci zorlaştırabilmektedir. Demir eksikliği yaşayan bireylerin, demir yönünden zengin gıdaları kahve ile tüketmekten kaçınmaları gerektiği vurgulanmaktadır.
Uzmanlar, demir emilimini etkilememesi adına kahve içmenin, demir açısından zengin gıdaların tüketiminden bir saat önce veya birkaç saat sonrasında gerçekleştirilmesini önermektedir. Ayrıca, regl dönemindeki ve hamile kadınların da demir seviyelerini kontrol ederek kahve tüketimlerini buna göre ayarlamaları gerektiği ifade edilmektedir.
