ALMANLAR'DAN GEREKSİZ KRİZ...

Almanya'da yaşayan gazeteci Can Dündar'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakan Merkel'le yapacağı basın toplantısına akredite olması krize yol açtı. Erdoğan'ın basın toplantısını iptal edebileceği söyleniyor.

ALMANLAR'DAN GEREKSİZ KRİZ...

Almanya Berlin'de bugün resmi temaslarına başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretinde Türkiye’de hakkında yakalama kararı bulunan gazeteci Can Dündar ile ilgili kriz çıktı. Can Dündar’a Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Erdoğan’ın yapacağı basın toplantısı için akreditasyon verilmesi diplomatik gerilime yol açtı.

TANSİYON TIRMANDI

DW Türkçe’den Değer Akal’ın haberine göre; Federal Basın Dairesi’nin (BPA) Dündar’ın akreditasyon talebine onay vermesine Türk heyetinin tepki gösterdiği, Alman tarafının ise geri adım atmak istememesi üzerine tansiyonun tırmandığı öğrenildi.

Türk heyetin Alman makamlarına, Dündar’ın ortak basın toplantısına alınması halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısını iptal etmeyi tercih edebileceğini ilettiği belirtildi.

Dündar, Alman haber ajansı dpa’ya verdiği mülakatta Erdoğan'ın ziyareti sırasında Başbakan Merkel ile düzenleyecekleri ortak basın toplantısında Erdoğan'a soru sormayı planladığını söylemişti. Dündar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Neden Türkiye'de cezaevlerinde gazetecilerin değil teröristlerin olduğunu söylediğini?" sormak istediğini belirterek, bu kişilerin "terörist değil gazeteci" olduklarını kolayca kanıtlayabileceğini ifade etmişti.

STEİNMEİER: TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERDE NORMALLEŞMEDEN UZAĞIZ

 Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'ya yaptığı devlet ziyaretinin ikili ilişkilerde "normalleşme” anlamına gelmediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Steinmeier, Alman Yazı İşleri Ağı'na (Redaktionsnetzwerk Deutschland) bağlı gazetelere verdiği mülakatta, "Bu ziyaret normalleşmenin bir ifadesi değil. Bundan çok uzağız. Ama bu ziyaret bir başlangıç olabilir” şeklinde konuştu.

Steinmeier, Türkiye'de hukuk devleti ilkeleri açısından görünür adımların atılmasını istedi. Steinmeier, "2016'daki darbe girişimi ile yaşanan travmanın ardından hukuk devleti ilkeleri yaklaşımına dönülmesini beklentisi içindeyiz. Medya, yargı ve sendikalar üzerindeki baskıyı kabul edemeyiz” dedi. Alman Cumhurbaşkanı, ancak bu alanlardaki iyileşmenin ardından, Türkiye'nin yeniden Avrupa Birliği ile sıkı ilişkiler kurmayı ümit edebileceğini söyledi.

STEİNMEİER TUTUKLU ALMANLARI GÜNDEME GETİRECEK

Cumhurbaşkanı Steinmeier, Erdoğan ile yapacağı görüşmede, Türkiye'de tutuklanan Alman gazetecilerin, diğer medya çalışanlarının ve tutuklu Alman vatandaşlarının durumunu da gündeme getireceğini söyledi. Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın verilerine göre, halen beş Alman vatandaşı Türkiye'de tutuklu bulunuyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devlet ziyaretine yönelik eleştirileri de anlayışla karşıladığını belirten Steinmeier, "Barışçıl gösteriler, Almanya'daki toplanma özgürlüğünün bir ifadesidir. Ancak Türkiye gibi ilişkilerimizin gerildiği bir ülke ile artık konuşmazsak, bunun kimseye yararı olmaz” dedi.

MAAS: İKİLİ İLİŞKİLERDE ÇÖZÜM BEKLEYEN SORUNLAR VAR

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da Erdoğan’ın ziyaretinden büyük beklentiler içine girilmemesi gerektiğini ifade etti. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısına katılmak için bulunduğu New York'ta ziyarete ilişkin açıklamalarda bulunan Maas, Türk-Alman ilişkilerinde hâlâ çözüme kavuşmamış sorunlar olduğunu belirterek, siyasi nedenlerle Türkiye’de cezaevinde bulunan Alman vatandaşlarının durumuna dikkat çekti.

Maas, tüm bunlara rağmen Erdoğan’ın ziyaretinin ilişkileri iyileştirme yönünde "bir parça katkı sağlaması" umudunun da bulunduğunu belirterek, iki tarafın yeniden diyalog halinde olmasından duyduğu mutluluğu ifade etti.

ALMAN MECLİSİNDE TÜRKİYE TARTIŞILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti öncesinde Alman meclisinde de Türkiye gündemdeydi. Meclisin Perşembe günü yapılan oturumunda muhalefet partilerinin Türkiye’ye ilişkin sunduğu önergeler tartışıldı. Alman meclisinde grubu olan bütün siyasi partilerin milletvekilleri, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği siyaseti eleştirdi. Oturumda söz alan milletvekilleri, Türkiye'de siyasi suçlamalarla tutuklananların serbest bırakılmasını istedi.

KOALİSYON PARTİLERİNDEN TÜRKİYE'YE ELEŞTİRİ

Koalisyon ortaklarından Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) adına konuşan Andreas Nick, "milletvekillerinin yeri parlamentodur, cezaevi değil” dedi. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Nick, Türkiye'de milletvekilleri ve gazetecilerin tutuklanması ile basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Bu durumda Alman hükümetinin "çifte strateji” izlemesi gerektiğini belirten Nick, bir yandan Türkiye'deki insan hakları ihlalleri ve hukuk devleti ilkelerine ilişkin sıkıntılar konusunda açık bir tavır alınması diğer yandan da Türkiye ile diyaloğun sürdürülmesi gerektiğini söyledi.

Alman meclisinin CDU'lu üyesi Jürgen Hardt da, Türkiye'de siyasi suçlamalarla tutuklananların serbest bırakılmasını istedi. Erdoğan'ın ziyaretinin Türk-Alman ilişkilerinde bir dönüm noktası olabileceğini belirten Hardt, "bunun anahtarının Erdoğan'da olduğunu” ifade etti. Türkiye'nin "Avrupa'nın değerlerine” geri dönmesi gerektiğini belirten Hardt, bunların "yargının bağımsızlığı, çoğulculuk, bireysel özgürlükler ve medyanın özgürlüğü” olduğu söyledi. Hardt, "demokratik ve özgür bir Türkiye” ile işbirliğine hazır olduklarına işaret etti.

Koalisyon ortaklarından Sosyal Demokrat Parti (SPD) milletvekili Frank Schwabe de, "Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilişkilerin yumuşamasını istiyorsanız, demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları kurallarına uyun” çağrısında bulundu.

MUHALEFETTEN ELEŞTİRİ

Oturumda konuşan muhalefet partilerinden milletvekilleri de Türkiye'de izlenen siyaseti eleştirdi. Hür Demokrat Parti (FDP) grubu adına konuşan Alexander Graf Lambsdorff, Erdoğan'a çağrıda bulunarak, "Bu insanları serbest bırakın, Türkiye'de özgürce tartışmaya tekrar izin verin” dedi.

KRİTİK TEMASLAR

Erdoğan, dün geldiği Berlin'de Türk sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle görüştü. Bugün de Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier tarafından Bellevue Sarayı'nda askeri törenle karşılandı. Cumhurbaşkanlığı özel defterini imzalayacak olan Erdoğan, Steinmeier ile görüşmesinin ardından Federal Başbakanlık'ta Başbakan Angela Merkel ile bir araya gelecek.

Erdoğan'ın Merkel ile görüşmesinden sonraki durağı ise Unter den Linden bulvarındaki "Neue Wache” adlı, savaş ve diktatörlük kurbanları anıtı olacak. Federal Almanya Cumhuriyeti'nin savaşlar ve istibdat rejimlerinin kurbanlarını anmak için yaptırdığı anıttaki heykel, oğlunun cansız bedenine sarılmış bir anneyi tasvir ediyor. Erdoğan bu anıta çelenk bırakacak.

İŞ DÜNYASIYLA BULUŞACAK

Daha sonra konakladığı otelde Alman iş dünyası temsilcileriyle bir araya gelmesi beklenen Erdoğan'ın akşam saatlerinde eşi Emine Erdoğan ile birlikte yeniden Bellevue Sarayı'na giderek Steinmeier'in onuruna verdiği özel devlet yemeğine katılması öngörülüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumartesi sabahı "ucu açık” olarak tanımlanan çalışma kahvaltısında Merkel ile ikinci görüşmesini gerçekleştirecek.

KÖLN'DE CAMİ AÇILIŞI

Öğle saatlerinde Berlin'den ayrılması öngörülen Erdoğan, Köln kentine geçerek önce Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı Armin Laschet ile bir araya gelecek. Görüşmesinin ardından Köln kentindeki Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği'ne (DİTİB) bağlı Merkez Camii'nin resmi açılışını yapacak olan cumhurbaşkanının aynı gün Almanya'dan ayrılması öngörülüyor.

180 KİŞİLİK HEYET

Yaklaşık 180 kişilik bir heyetle Berlin'e gelen Erdoğan'a Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve MİT Başkanı Hakan Fidan eşlik ediyor.

Bu arada Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan için de Steinmeier'in eşi Elke Büdenbender ile ayrı bir ziyaret programı olduğu belirtildi.

EN ÜST SEVİYEDE KORUMA

Çok sayıda protesto gösterisinin gölgesinde gerçekleşecek ziyaret için Alman güvenlik birimleri de teyakkuzda. Geçmişte ABD Başkanı, İsrail Cumhurbaşkanı gibi üst düzey davetlilere uygulanan en yüksek koruma tedbirleri Cumhurbaşkanı Erdoğan için de devrede. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Berlin ziyareti boyunca diğer eyaletlerden de sağlanan destekle yaklaşık 5 bin polisi görev yapıyor.

Erdoğan'ın temaslarda bulunacağı başbakanlık, cumhurbaşkanlığı ve konakladığı Adlon otelinin bulunduğu bölgede oluşturulan güvenlik alanı araç trafiğine kapatıldı. Erdoğan'ın eşi ile konakladığı Adlon otelinin etrafındaki binalarda camların açılması, balkonlara çıkılması yasaklandı. SEK ve GSG 9 olarak adlandırılan özel polis birlikleri de Erdoğan'ın ziyareti boyunca görev yapıyor, Adlon oteli etrafında çatılara keskin nişancılar konuşlandırıldı.

Şehir merkezinde birçok noktada güvenlik bariyerleri göze çarpıyor. Brandenburg Kapısı, Başbakanlık ve Yahudi Soykırımı Anıtı etrafındaki bölgede yüksek güvenlik önlemleri alındı. Berlin Polisi'nin verdiği bilgiye göre bu bölgede araba ve bisiklet park etmek yasak. Yahudi Soykırımı Anıtı ve anıtın bir parçası olan bilgilendirme merkezi de Perşembe ve Cuma günleri kapalı kalacak.

BERLİN SEMALARINDA UÇUŞ YASAĞI

En yüksek koruma tedbirlerinin yürürlükte olduğunun başlıca göstergelerinden biri de, Berlin hava sahasının trafiğe kapalı olması. ABD Başkanı Obama’nın 2016 ziyareti ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun 4 Haziran 2018'deki günübirlik Berlin ziyaretinde olduğu gibi Perşembe gününün erken saatlerinden itibaren geçerli olmak üzere, Cumartesi öğleden sonraya kadar başkent semalarında uçuş yasak. Berlin'in Tegel ve Schönefeld havaalanlarından yapılan tarifeli seferler dışında, sadece güvenlik birimlerinin uçuş izni bulunuyor, özel uçakların ve dronların uçması yasak. Kısıtlı uçuş yasağı Federal Meclis çevresinde yaklaşık 60 kilometrelik bir alanda geçerli.

TOPLU ULAŞIM AKSAYACAK

Erdoğan, Berlin ziyareti sırasında tarihi Brandenburg Kapısı'nın yakınındaki Adlon Oteli'nde konaklıyor. Çarşamba gününden itibaren Türk, Alman ve Avrupa Birliği bayraklarının dalgalandığı otelin etrafındaki sokaklarda kanalizasyon kapakları polis tarafından mühürlendi. Neredeyse tam Adlon Oteli'nin altından geçen metro tünelinde ise, yetkililerin verdiği bilgiye göre ulaşıma devam edilecek. Yeraltından yapılan toplu ulaşımda sadece Erdoğan Berlin'de hareket ederken kısa süreli aksamaların olabileceği belirtiliyor. Tüm ziyaret boyunca otobüs seferlerinde ise önemli aksamaların olması bekleniyor. Yetkililer, yola çıkmadan vatandaşların internetten veya Berlin toplu taşıma aplikasyonu üzerinden son durumu öğrenmelerini tavsiye ediyor. Başkentin ortasından geçen Spree Nehri de Erdoğan'ın ziyareti süresince, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Berlin Ana Tren İstasyonu yakınındaki Humboldt Limanı da trafiğe kapalı olacak.

"KİMLİKSİZ SOKAĞA ÇIKILMASIN”

Berlin Polisi, alınan güvenlik tedbirleri konusunda bölge sakinlerini de bilgilendirdi. Adlon Oteli'nin etrafındaki binalarda camların kapalı tutulması, balkonlara çıkılmaması istenirken, mutlaka kimlikle dışarıya çıkılması gerektiği, kimliğini taşımayanların bu bölgeye alınmayacağı bildirildi. SEK ve GSG 9 olarak adlandırılan özel polis birlikleri de Erdoğan'ın ziyareti boyunca görev yapacak.

ALMAN MEDYASININ GÜNDEMİNDE DE ZİYARET VAR

Alman medyasının gündeminde de Erdoğan’ın ziyareti var.

Süddeutsche Zeitung Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'ya yapacağı devlet ziyaretini konu alan yorumunda Avrupa ile ilişkilerde yeni bir başlangıç yapılmasını arzulayan Erdoğan'ın son yıllarda çıkardığı pürüzleri bir çırpıda silemeyeceğini yazıyor:

"Türkiye, ABD ile bozuştuktan ve Türk Lirası krize sürüklendikten sonra Erdoğan yeniden Avrupa ile yakınlaşma arayışına girdi. Erdoğan, Almanya ile yeni bir başlangıç yapmayı arzuluyor. Bu bir fırsattır. Ancak her şeyin bir anda unutturulamayacağı da aşikârdır. Yitirilen güvenin kısmen de olsa yeniden yerine gelmesi yılları gerektirir. Erdoğan'ı Almanya'da taraftarları ve karşıtları bekliyor. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Başbakan Angela Merkel ile görüşecek, ancak onuruna verilecek davete Merkel'in katılmamasını ve en sert muhalifi olan Cem Özdemir'in de davete katılacak olmasını sineye çekmek zorunda kalacak. Erdoğan'a hür toplumlardaki çoğulculuğun örneği servis edilecek. Erdoğan aynı zamanda, öncelikle ekonomik olması beklenen arzularını dile getirme fırsatını bulacak. Umalım, ev sahipleri bu durumu iyi değerlendirsinler.”

“BOYKOT KENDİ REKLAMINI YAPMAKTAN İLERİYE GİTMEZ”

Berlin'de yayımlanan Neues Deutschland gazetesi Berlin'de Cumhurbaşkanı Erdoğan onuruna verilecek davete şu satırlarla değiniyor:

"Yemekli davet davettir, o kadar. Cem Özdemir'in ima ettiği gibi varlığıyla konuğun şaşırtılacağı yer değildir. Oturma düzeni zaten buna fırsat vermez. Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin çekirdeğini, AKP döneminde olağanüstü derinlik kazanan ekonomik bağlar oluşturuyor. Her iki tarafın da 2016 yılındaki mülteci anlaşmasıyla bütünleştirilen işbirliğinde önemli menfaatleri var. Dikkatler bu noktada yoğunlaşmalı. Erdoğan onuruna verilecek olan yemeği boykot etmek gerçi doğrudur. Ancak Türkiye ile Almanya arasındaki durumun eleştirilmesine derinlik kazandırmayacaksa boykot kendi reklamını yapmaktan ileriye gitmez.”

“ZİYAFET VERMEYE GEREK YOKTUR”

Handelsblatt gazetesinin yorumunda Almanya hükümetinin tutarlı bir Türkiye politikası geliştirmesinin önemine işaret ediliyor:

"Erdoğan'ın Brüksel'in milyarlarına muhtaç olduğu herkesin malumudur. Bu durumda Berlin'in taviz talep etmesi normal karşılanmalıdır. Nihayetinde amaç Erdoğan'ı, genç ve dinamik nüfuslu, dünyaya açık ve Batı'ya dönük ülkesinin demokrat lideri olmaya teşvik etmek. Alman hükümeti istese de istemese de Erdoğan'a nasıl davranılacağına karar vermelidir. Konuşmak hiçbir zaman yanlış olmaz. Ancak sürekli baskı yaparak ona seçtiği hatalı yolun Avrupa'ya ama en çok da Türkiye'ye zarar verdiğini açıkça gösterme zamanı gelmiştir. Bunun için ziyafet vermeye gerek yoktur.”

DUYGULARI BU KADAR AYAĞA KALDIRAN BİR DEVLET ZİYARETİ YAPILMADI”

Neue Osnabrücker Zeitung bozulan ikili ilişkilerin onarılmasının milyonlarca Türk'ün yaşadığı Almanya açısından özellikle önem taşıdığını vurguluyor:

"Uzun zamandır Almanya'ya, duyguları bu kadar ayağa kaldıran bir devlet ziyareti yapılmadı. Erdoğan'ın despotça politikaları karşısında duyguların şahlanması normaldir. Üstelik Almanya'da üç milyon Türk yaşıyor. Ankara'da olup bitenler Almanya'da da yankı buluyor. Dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan'a Almanya'nın demokrasi, hukuk devleti ve hoşgörüyü benimseyen bütün Türklerin arkasında olduğunun gösterilmesi fevkalade önemlidir. Erdoğan'ı saygı göstererek karşılamak buna ters değildir. Ve o sebepten cami açılışında vatandaşlarına hitap etmesi de makbul karşılanmalıdır.”

Odatv.com

28.09.2018 (Haber Merkezi)

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR