YAŞAM

Yapay Zeka ile Kalbin Biyolojik Yaşı Belirleniyor!

Biyolojik yaş, bireylerin yaşam tarzı, genetik yapıları ve sağlık durumuna göre değişiklik gösterir ve kalp sağlığını daha iyi yansıtır. Viyana’da gerçekleştirilen EHRA 2025 Kongresi’nde bilim insanları, yaklaşık 500 bin kişiden elde edilen EKG verilerini kullanarak kalbin biyolojik yaşını tahmin edebilen bir yapay zeka algoritması geliştirdiklerini duyurdu. Bu yenilik, kalp hastalığı riski taşıyan bireylerin belirlenmesine yardımcı olabilecek ve kardiyovasküler hastalıkların önlenmesi ve tedavisi noktasında yeni bir kapı açabilir.

Biyolojik Kalp Yaşının Önemi

Kalbin biyolojik yaşı, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite gibi faktörlere bağlı olarak, bireyin kronolojik yaşından önemli ölçüde farklılık gösterebilir. Biyolojik yaşın tespiti, erken dönem risklerin fark edilmesi ve kişiye özel önlemlerin alınmasına imkan tanır. Geliştirilen yapay zeka algoritması, kalp krizi ve felç gibi kardiyak olaylara yönelik risk taşıyan kişilerin erken tespit edilmesine olanak sağlayabilir.

Araştırma Bulguları

Yapılan araştırmalar, eğer bir kişinin kalbinin biyolojik yaşı, kronolojik yaşından yedi yıl daha fazla ise, ölüm riski ve kardiyak hastalıkların en kötü sonuçlarının belirgin şekilde artığını göstermektedir. Diğer yandan, biyolojik yaşın kronolojik yaştan yedi yıl daha genç olması durumunda, ölüm riski yüzde 14, kardiyovasküler hastalık riskleri ise yüzde 27 oranında düşmektedir.

Yapay Zeka ve Kardiyovasküler Sağlık

Yapay zekanın klinik uygulamalarda kullanılması, kardiyolojide daha doğru tahminler yapılmasına olanak tanımaktadır. EKG verileriyle geliştirilen algoritmalar, biyolojik yaş tahminlerinin doğruluğunu artırmakta ve risk analizleri gerçekleştirerek kardiyovasküler sağlıkta önemli iyileşmeler sağlayabilmektedir. Bu yaklaşım, kalp hastalıklarının erken teşhisi ve daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi açısından devrim niteliğinde bir adım olarak dikkati çekmektedir.

Gelecek Perspektifi

Yapay zeka uygulamalarının kalp sağlığını izlemek ve riskleri doğru bir biçimde tahmin etmek için önemli bir araç haline gelmesi, kardiyovasküler hastalıkların tedavi ve yönetiminde büyük değişimlere yol açabilir. Bu teknolojilerin sağlık profesyonelleri tarafından daha yaygın bir şekilde kullanılması, hastaların yaşam kalitesini artırabilir ve ölüm oranlarını düşürebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu