İran'da Neler Oluyor, ABD Parmağı mı var ?

İran'da, 2009'dan sonra ilk defa işsizlik ve hayat pahalılığına karşı geniş, kitlesel gösteriler yapılmaya başlandı. Ancak 28 Aralık'tan sonra Meşhet vilayetinde başlayan gösteriler, birçok yönden 2009 yılındaki gösterilerden farklılık göst

İran'da Neler Oluyor, ABD Parmağı mı var ?

Hemn Xoşnaw

Erbil - İran'da, 2009'dan sonra ilk defa işsizlik ve hayat pahalılığına karşı geniş, kitlesel gösteriler yapılmaya başlandı. Ancak 28 Aralık'tan sonra Meşhet vilayetinde başlayan gösteriler, birçok yönden 2009 yılındaki gösterilerden farklılık gösteriyor.

 


Seçimlere hile karıştırılması ve muhalif liderler Kerrubi ile Musevi'nin oylarının çalınması, 2009 protestolarının çıkış sebebiydi. Ayrıca bu gösteriler Tahran ile sınırlı kaldı ve geniş bir alana yayılamadı.

 


Bu nedenle, İran rejim güçleri tarafından kolay ve hızlı bir şekilde bastırıldı. O zamanki protestolar, siyasi bir amaçla yapılmıştı ve atılan sloganlar belirli bir siyasi grubun çıkarları doğrultusundaydı. Ancak günümüzdeki protestolar kendiliğinden gerçekleşti. Hiçbir siyasi grubun öncülüğünde gelişmiyor, siyasi bir amaç gütmüyor. Protestoların arkasında açlık, yoksulluk ve işsizlik var.

 


Hükümetin çaresizliği ise bu durumu besliyor. 2009 yılındaki protestolar yapıldığında, Obama yönetimi İran ile ilişkileri iyileştirme sözü vermiş, bu nedenle protestocuların arkasında durmamıştı.

 


Bu da İran'ın protestoları bastırmasına ve sokak eylemlerinin büyümemesinin önemli sebeplerden biri oldu. 28 Aralık'ta başlayan protestolarda ABD’nin öncekinden farklı bir tavır takındığı görülüyor. Başkan Trump attığı tweetlerle göstericilere açık destek verdi.

 


ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson de benzer bir tutum takındı. Yani genelde dünyanın, özelde ise Amerika'nın, 2009'daki tutumlarının ötesinde ve tam zıttı yönde bir tavır aldıkları görülüyor. Dikkat çekici sloganlardan bir tanesi "Kahrolsun Hizbullah"tı. Bu sloganla Hizbullah'a ayrılan bütçenin halkın ihtiyaçları doğrultusunda harcanmamasına dikkat çekilmiş ve tepki gösterilmiştir.

 


Bir diğer sloganda ise "Iraklı yöneticiler istemiyoruz"dur. Bunda hedef, Parlamento Başkanı Muhammad Laricani gibi idarecilerdir. 2009'daki protestolar Tahran ile sınırlıydı. Şimdiki protestolar ise Tahran'da başlamadı ve bir bölge ile sınırlı kalmadı. Protestolar Meşhet'te başladı. Meşhet'in önemi, İran'ın en büyük ikinci vilayeti olması ve 12 imamdan 8'incisi olan İmam Rıza'nın mezarının orada bulunmasıdır.

 


Protestolar, 29 Aralık'ta Kirmanşah'a kadar ulaştı ki, kimse bunu öngörmüyordu. İki nedenden dolayı. Birinci neden; Kürt şehri olması, ikinci neden ise 12 Kasım’da deprem felaketinin yaşanmış olmasıydı.

 


Emniyet güçleri Kirmanşah'ta diğer şehirlere oranla daha sert müdahalede bulundular. Bu da İran hükümetinin bir Kürt ayaklanmasından korktuğunu gösteriyor. Protestoların bir diğer durağı Hamedan'dı.

 


Hamedan'ın etkisiyle gösteriler İran'ın kuzeyindeki Reşt ve Qayim şehirlerine, sonrasında Azerilerin bir şehri olan Qazvine yetişti. Bu şehirlerden daha önemlisi, protestoların Qum şehrine ulaşmasıdır, ki, Qum şehri Şiilerin ruhani merkezidir. Aynı zamanda molla (Ahunde) rejiminin merkezidir.

 


Diğer şehirlere oranla molla rejimine karşı en sert sloganlar burada atıldı:

"Kahrolsun molla rejimi"

Her ne kadar protestolar Tahran'a ulaştıysa da erkenden bastırıldı. Ancak dikkat çekici yönü bu kez göstericilerin güvenlik güçlerine saldırmasıydı. Bu protestocuların öfkesinin üst seviyeye çıktığının işareti olarak anlaşılmalıdır.
Ahvaz şehri, ki bir Arap şehridir, protestocular "Ruhun şad olsun Rıza Şah" sloganı attılar. Ayrıca, "İhtiyaç olursa rejime karşı silahlanırız" sloganları da duyuldu.

 


İran güvenlik güçleri özellikle de devrim muhafızları, kendiliğinden gelişen bu gösterilere siyasi bir görüntü vermeye çalışıyor. Bu nedenle gösterilerin arkasında eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad olduğu propagandasını yayıyorlar.

 


Bu yüzden gösterilerin önünü kesebilirler, ancak İran hükümetinin bu krizleri çözme  yeteneği olmadığından, protestoların daha hızlı ve şiddetli bir şekilde tekrarlanma olasılığı çok yüksek.

 


Şimdiye kadar İran siyaseti, İran sınırlarının dışındaki bölgelerde Şii nüfuzunun arttırılması yönünde şekillendi ve hedeflerine ulaştı. Ancak bu durum İran'ın ekonomik olarak zayıflamasına ve halkın ihtiyaçlarına cevap verememesine yol açtı.

 


İran halkı bu kez, Amerika'nın İran rejiminin sınırlandırılması konusundaki ciddiyetini görüyor. Bu yüzden bunu bir fırsat olarak değerlendiriyor ve amaçlarına ulaşma konusunda kullanmak istiyor.

 


2018'de İran'ın geleceğinin bölgenin temel konusu haline gelmesi uzak bir olasılık değil. Bu durumda; İran rejiminin tarihsel rakiplerinin, geçmişte İran'ın bölge ülkelerine karşı uyguladığı taktiklere benzer taktiklerle bu kez İran'ın içine müdahale etmeleri olasıdır.

 

 

 

Kaynak :  ahvalnews.com/tr

1.01.2018 (Haber Merkezi)

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR