HİZMET-İŞ GAZİANTEP ŞUBESİ  GENEL KURULUNU YAPTI 

HİZMET-İŞ GAZİANTEP ŞUBESİ  GENEL KURULUNU YAPTI 

 

Hizmet-İş Sendikası Gaziantep Şubesi 3. Olağan Genel Kurulu Genel Başkan Vekili Av.
Hüseyin Öz’ün katılımıyla gerçekleştirildi. Genel Kurulun Divan Başkanlığını Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan  Yardımcısı Halil Özdemir yaptı.

ÖZ: GAZİANTEP TARİHİ BİR KENTİMİZ

Genel Kurula hitaben konuşan Genel Başkan Vekili Av. Hüseyin Öz,
Kurtuluş Savaşı’nın örnek mücadelesini vererek “Gazi” ünvanına hak
kazanan Gaziantep’te, bulunmaktan onur duyduğunu belirterek, “Gaziantep
aynı zamanda tarihî bir kentimizdir. Tarihine sahip çıkan bir
kentimizdir. Sahip olduğu sosyal, kültürel ve tarihsel değerlerini itici
güç olarak kullanan, kendi ekonomik potansiyeli ve beşeri kaynaklarıyla
ülkemizin hızlı gelişen kentlerinden biri olan Gaziantep’te, şubemizin
3. Olağan genel kurulunu gerçekleştiriyor olmayı çok önemsiyorum” dedi.

“TAŞERONLARIN ÖRGÜTLENMESİ İÇİN BÜYÜK GİRİŞİMLERDE BULUNDUK”

Konfederasyon ve sendikalarının  hedefe ulaşılan çok önemli
konularından birinin de taşeron sorunun çözümü noktasında atılan adımlar
olduğunu dile getiren Öz, “1 milyona yakın taşeron emekçisi, kamu
işçisi oldu. Bu bütünüyle HAK-İŞ’in başarısıdır. Çünkü bu konuda tek
mücadeleyi biz verdik. 2007 yılında, taşeron emekçilerin hakları için
yola çıktığımızda taşeron işçilerle ilgili hiçbir düzenleme yoktu.
2014’ün ocak ayında “Sendika sizi korur, hakkın bize emanet” sloganıyla,
taşeron işçilerinin örgütlenmesine yönelik yurt genelinde büyük bir
kampanya başlattık. Bu kampanyamız, taşeron işçilerin örgütlenmesi
hususunda atılan ilk ve tek büyük girişim olmuştur. 2014 yılı içinde
taşeronda çalışanlar sendikamız HİZMET-İŞ ve konfederasyonumuzun çatısı
altında toplanmaya başladılar.” diye konuştu.

“2003 BAŞLADIĞIMIZ TAŞERON MÜCADELEMİZ KADRO İLE SONUÇLANDI”

“HAK-İŞ ve "HİZMET-İŞ olarak taşeron işçilerin kadro talebi konusunda
yıllar süren mücadelemizin ardından, bize Özel Sözleşmeli Personel (ÖSP)
statüsü önerildi” diyen Öz, “O dönem bu öneriye itiraz eden tek emek
örgütü biz olduk. ÖSP gibi ne olduğu belli olmayan bir sistemi asla
kabul etmeyeceğimizi her platformda en üst perdeden dile getirdik. Biz
taşeron işçisinin ekonomik ve politik değerine bakmadık. Bunun içindir
ki, 2014’ün ocak ayında başlattığımız büyük kampanyayı kararlılıkla
sürdürdük. Cumhurbaşkanı, dönemin Başbakanı ve Çalışma Bakanı başta
olmak üzere ilgili mercilerle yürüttüğümüz temaslar neticesinde taşerona
kadroda bu noktaya gelindi. Sonuçta 11 Eylül 2014 tarihinde, bizim de
büyük katkıda bulunduğumuz 6552 sayılı Torba Yasa ile ilk defa önemli
bir değişiklik yapıldı, toplu iş sözleşmesi yapma yolu açıldı, asıl
işlerde taşeron çalıştırması engellendi, ihalelerin en az üç yıl olarak
yapılması şartı getirildi, kıdem tazminatları ve izinleri güvence altına
alındı ve daha birçok haklar elde edildi. 2003 yılında gündemimize
aldığımız, 2007’de yola çıktığımız, 2014’de 7 bin taşeron emekçiyle
Türkiye’nin gündemine taşıdığımız mücadelemiz, 1 milyona yakın taşeron
işçilerin can yeleği oldu. Taşeron düzenlemesinden dolayı başta
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, bu mücadelenin mimarı
Genel Başkanımız Mahmut Arslan’a ve emeği geçen herkese teşekkür
ediyorum” şeklinde konuştu.

“ARTIŞLAR ENFLASYONUN ALTINDA KALMAYACAK ŞEKİLDE GÜNCELLENMELİ”

Türkiye’nin taşeron uygulamasından vazgeçmiş olmasının tarihi bir adım
olduğunu ifade eden Öz, “Çünkü bize göre bu, kapitalizme karşı, devlet
küçülmelidir diyenlere karşı büyük bir meydan okumadır. Ancak, kadro
mücadelemiz henüz tamamlanmış değil. 696 sayılı kanun hükmünde kararname
ile öngörülen geçiş süreci vesilesiyle bugün kadroya geçmiş olan
emekçilerin yaşamış olduğu çok büyük sıkıntılar var. İçerisinde
bulunduğumuz yıl içerisinde ülkemizin yaşamış olduğu baskı nedeniyle
faizlerin ve enflasyondaki beklentilerin yükselmesi nedeniyle, Yüksek
Hakem Kurulu’nca öngörülen ücret zamlarının çalışanların ihtiyaçlarını
karşılamaktan uzak olduğunu belirtmek isterim. Cumhurbaşkanımızdan,
hükümetimizden ve çalışma bakanımızdan beklentimiz, 2019 yılı kamu
çerçeve protokolünün imzalanması sırasında, kamunun işçi kadrolarına,
yerel yönetimlerin şirketlerinin kadrolarına geçirilenlerin toplu iş
sözleşmelerinin de enflasyonun altında kalmayacak şekilde
güncellenmesini istiyor ve bekliyoruz” dedi.

“YASAL DÜZENLEMENİN MUTLAKA DEĞİŞTİRİLMESİNE İHTİYAÇ VAR”

Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz genel kuruldaki konuşmasına şöyle
sürdürdü: “KİT’lerde çalışanlar, Hastane Bilgi Yönetim sistemlerinde,
yemekhane hizmetlerinde çalışan, kamu kurumlarında kiralık araç
şoförlüğü yapanlar, personel teminine dayalı ihaleler kapsamında
çalıştırılmayanlar ve emekliliği gelenler kadro düzenlemesinden istifade
edemediler. HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Sendikası olarak, kapsam dışı
kalanlarında kadro alabilmesi için mücadelemizi ve çalışmalarımızı
kararlılıkla sürdürüyoruz. Özellikle Sendikamızın örgütlenmiş olduğu
belediye şirketlerinde çalışanların özellikle 6772 sayılı kanunun
kapsamı dışında tutulmuş olması, kamuda çalışanların ilave tediye
alırken, bunu, aynı statüde ve hemen hemen aynı hizmetleri yürüten
belediyelerdeki çalışanların almıyor olması da eşitlik ve adalet
duygusuyla bağdaşmamaktadır. Burada yasal düzenlemenin değiştirilmesine
ihtiyaç var. Bunlar için mücadele ve çalışmalarımızı kararlılıkla
sürdürüyoruz. Biz şuna inanıyoruz: Halk, “hak”la birlikte bir anlam
ifade eder. Hak olmazsa halk olmaz.”

“HAK-İŞ/HİZMET-İŞ OLARAK BU ÜLKENİN YERLİ DEĞERLERİYİZ”

“Sendikal anlayışımızın temelini oluşturan iki parametrelerimizden
birincisi “Önce İnsan, Önce Emek” sloganı ve prensibiyle hareket ediyor
oluşumuzdur. Biz, insanları rengine, diline, inancına, mezhebine,
bölgesine, cinsiyetine göre değerlendirmiyoruz. İnsan emeğin kendisidir.
İkinci parametremizde yerliliğimizdir. Biz gerek HAK-İŞ, gerekse
HİZMET-İŞ olarak bu ülkenin yerli değerleriyiz. Sendikal
referanslarımızın da hepsi bu ülkenin değerleridir. Bu değerler
tarihtir, kültürdür, medeniyettir. Bu toprakları vatan yapan değerler
bizim değerlerimizdir. Biz sendikacılığı bununla yapıyoruz. Kendimizi
yerli, milli ve bu ülkenin değerlerine sahip çıkan bir sendikacı olarak
görüyoruz. Sendikacılığı sadece ücret sendikacılığından ibaret
görmüyoruz. Üyelerimize olduğu kadar toplumumuza, milletimize,
devletimize, ülkemize ve dünyaya karşı sorumluluklarımızın olduğu
anlayışıyla hareket ediyoruz. Zulme rıza gösteremeyiz”


SEÇİM SONUCUNDA ŞUBE BAŞKANI TANRIÖVER OLDU

Genel Kurulumuzda yapılan secim sonucunda Şube Başkanlığı’na Halil
İbrahim Tanrıöver seçilirken, yönetim kurulu üyeliklerine ise Ali
Bozgeyik, Fatih Deniz, Mithat Kalkan ve Yaşar Kurt seçildi.

25.10.2018 (Haber Merkezi)

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR