Dallas’taki Southern Methodist Üniversitesi’nde görev alan psikolog Sarah Kosher, küçük yaştaki çocukların dünyayı kavramakta ve öğrenme süreçlerinde gerçek nesnelerle fiziksel etkileşim içinde olmalarının önemine vurgu yaptı. Kosher, “Çocuk yeni bir kelime olan ‘muz’u öğrenirken, bu meyveye dokunması, koklaması ve farklı açılardan incelemesi gerekir. Böylece muzun üç boyutlu bir nesne olduğunu daha iyi kavrar,” şeklinde ifade etti.
Araştırma, benzer kelimelerin yalnızca ekran görüntüleri veya kısa videolar yoluyla öğrenilmesinin çocukların bilişsel gelişimine eşdeğer bir etki yaratmadığını ortaya koydu. Psikolog Kosher, sadece ekrandan izlemek ile nesne ile gerçek dünyada doğrudan etkileşimin sağladığı bilgi derinliğinin karşılaştırılamayacağını vurguladı.
Erken çocukluk dönemi, çocukların dil becerilerinin geliştiği kritik bir aşama olarak tanımlanmakta ve bu dönemde fiziksel deneyimlerin beyin üzerinde dil öğrenimine dair bağlantıları güçlendirdiği belirtilmektedir. Bu nedenle, çocukların ekran başında geçirdiği sürelerin sınırlandırılması gerektiği önerildi.
Araştırma, ebeveynlere çocukların sağlıklı dil gelişimleri için oyun oynama ve keşfetme yoluyla öğrenmelerini desteklemeleri gerektiği mesajını iletiyor.
