Suriye ve Kadınları konuştu F.Şahin
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) bünyesinde faaliyet gösteren Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) tarafından düzenlenen “Türkiye Meseleleri” adlı söyleşi programının konuğu Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin oldu
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) bünyesinde faaliyet gösteren Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) tarafından düzenlenen “Türkiye Meseleleri” adlı söyleşi programının konuğu Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin oldu. TDV Zennup Çağdaş Yükseköğretim Kız Öğrenci Yurdu’nun ev sahipliğindeki programda, göç sorunu konuşuldu.
ŞAHİN: PETROL VARSA KAN VE GÖZYAŞI VAR
Bir aydır Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sürdürülen Zeytin Dalı Harekâtına değinen Şahin, “Ortadoğu’da ve bu coğrafyada istikrarsızlık, kan ve gözyaşı var, çünkü petrol var. Ülkeler, enerji politikasını petrol üzerinden gördüğü için bölgede bir damla petrolün bir damla kandan daha önemli olduğu çok acımasız bir dünyada yaşıyoruz. Aşırı hesabın ceremesini bu bölgede yaşayan kadınlar ve çocuklar çekiyor. Bizler zamanın ve mekanın ruhuna şahitlik ediyoruz. Tarihçiler bu dönemde yaşananları nasıl yazacak bu çok önemli. Kim ne yaptı sorununun yanıtını nasıl verecekler? Artık bölgede durum her geçen gün kötüleşince sınır ötesinden topraklarımıza saldırılar düzenlenince bir karar verdik, Zeytin Dalı Harekâtını başlattık. Daha önce Suriye’nin toprak bütünlüğü ve halkımızın güvenliğini sağlamak amacıyla sınır ötesi müdahaleye Fırat Kalkanı Operasyonuyla Cerablus’ta başlattık. El-Bab’ta operasyon genişledi, bu bölgeleri normalleştirdik. Cerabluslular Cerablus’a gitmeye başladı, nüfus 55 bini buldu. Şimdi de Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında sınır ötesinde bir huzur koridoru oluşturulması için Mehmetçiğimiz çalışıyor. Mehmetçiğimize çok güveniyoruz” diye konuştu.
ADI NE OLURSA OLSUN
Herkesin kendi topraklarına bir an önce dönmesini istediklerini ifade eden Şahin, “7 yıldır Suriyeli kardeşlerimize büyük bir ev sahipliği yaptık, insani, vicdani olarak evimizi açtık, soframızı açtık, gönlümüzü açtık. Ancak onların boşalttığı bölgeleri, PKK, DEAŞ, PYD/YPG gibi terör örgütleri doldurdu. Bölgede huzur koridoru oluştuğu zaman bölge terör örgütlerinden temizlenmiş olacak, toprağın gerçek sahipleri vatanına dönecek, böylece yükümüz hafifleyecek. Bu coğrafya, bize güçlü olmamızı, bize güçlü bir ordu, güçlü bir millet, güçlü bir kardeşlik hukuku içerisinde olmamızı emrediyor. Çünkü bölgede bitmeyen bir hesap var. Adı ne olursa olsun, milletin huzurunu ve güvenliğini bozan gruplar hiç bitmiyor, isimler değişiyor ancak hesap bitmiyor. Bu art niyetli grupların hesaplarını bozmak için çok akıllı, uyanık olmalıyız, kardeşliğimizi güçlendirmeliyiz” şeklinde konuştu.
GÖÇ YÖNETİMİ MODELİNİN SİHRİ: BİRLİKTE YAŞAMAK
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Suriye’den dalga dalga gelen düzensiz göçü başarıyla idare eden Gaziantep Göç Yönetimi Modelini “birlikte yaşamak” felsefesi üzerine kurduklarını bildirdi.
Başkan Şahin, “2011 yılından bu yana insani ve vicdani olarak biz ne yapmalıyız sorusunun yanıtını bulmak için sorun çözmeye çalıştık. Türkiye’nin uyguladığı açık kapı politikası kapsamında komşularla empati yaparak bu süreci en az zararla yönetebilirizi düşündük, ama 7 yıl çok ağır geçti. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde başta Gaziantep olmak üzere çok sayıda il, bu yükü hep birlikte kaldırdı. Bu işin bütçe yönetimi çok önemli, AB ile bu çerçevede yapılan anlaşmaların hızlı bir şeklide söz verilen rakamların yerine getirilmesini bekliyoruz, ekonomik bakımından destek gelmezse sürdürülebilirlik sıkıntıya düşer. Herkes kendi sorumluluk ve yükümlülüğünü uygulamaya almasını gerektiren bir tabloyla karşı karşıyayız. Dünya’daki göç politikalarını, sosyal uyum, entegrasyon nasıl sağlanmaya yönelik araştırma yaptık, orta ve uzun planlamalı acil eylem planı hazırladık. Modelin temel felsefesi; birlikte yaşamak, birlikte paylaşmak üzerine kurduk. Göç, terörizmin, ırkçılığın, radikalizmin bir sonucudur, aslında göçü yönetemediğimiz için bu sonuçla uğraştığımızı, aslında sonucu iyi yönetebilmemiz için başa dönüp, göçü önleyici tedbirler almamız gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
67 BİN SURİYELİ ÇOCUK OKULA BAŞLADI
Şahin, Gaziantep’in 2 milyonluk nüfusuyla, 500 bin Suriyeli mülteciyi ağırlamak durumunda kaldığını, bu aşamada ilk olarak göçmenlerin eğitim düzeylerine ilişkin tespit yaptıklarını aktararak, şunları kaydetti: “Şehrimizde 18 yaş altı 107 bin Suriyeli çocuk var. Ben başkan olduğumda yalnızca 3 bin çocuk eğitim hayatındaydı. 107 binden 3 bindi sadece. Hemen müdahale ettik ve çok hızlı tedbirler aldık. Şu anda Gaziantep’te 3 yılın sonunda eğitim çağındaki çocuk sayısı 67 bine çıktı. Bu, Türkiye ortalamasının 2 katıdır. Türkiye ortalamasında Suriyeli mülteci çocukların yüzde 30’u eğitim hayatındayken, Gaziantep’te şu anda yüzde 67’ye ulaştık. Bunu yapmasaydık bu çocuklar ya PKK’nın ya da DAEŞ’in üyesi olarak karşımızı çıkardı. Türkiye’de hiçbir yerel yönetimin okulu yoktu. Ama bizim bir okulumuz var. Eğer biz bu okulu açmasaydık, şu anda 3 bin anne-babası savaşta ölmüş olan çocukları okutamayacaktık.”
4 ANA BAŞLIĞI ÖNE ÇIKARDIK
Göçü idare etmedeki yol haritalarını anlatan başkan, “Kendi vatandaşımızın yaşam kalitesini tutarken, gelen göçü nasıl yöneteceğimiz konusunda önce bir strateji ürettik. Burada eğitim, sağlık, istihdam ve güvenlik başlığı altında 4 ana başlığı önemsedik” dedi.
Kentin gettolaşmasına izin vermediklerini belirten Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin, şöyle konuştu: “Halkımıza şunu söyledik, ‘Bu bir tercih değil, bu bir zorunluluk’. İnsani olarak, bizim yapmamız gerekenler var. Komşu hakkı var. Başka ülkelerin yaptığı gibi sınırları kapatsaydık, bugün belki binlerce çocuk hayatını kaybetmiş olacaktı. O yüzden bunu yönetmek için halkımızın çok yüksek desteğini aldık. Birlikte yaşam dediğimiz sosyal entegrasyonu benimsedik. Aksi takdirde şehrin içinde gettolaşmalar oluşacaktı. Birbirini tanımayan gruplar, birbirinden nefret edecek bu beraberinde ırkçılığı ve radikalizmi arttıracaktı.”
Şahin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile açık iş varsa buralara ilk olarak Türk vatandaşlarını, ardından da yüzde 10 kotayla mültecileri sisteme koyan “birlikte yaşam birlikte çalışma modeli” oluşturduklarını dile getirerek, binlerce kişiye Türkçe kursları açtıklarını söyledi.
Gaziantep Müftüsü Ahmet Çelik ise, Gazianteplilerin paylaşmayı çok sevdiklerini şehrin yönetiminde herkesin söz sahibi olmasıyla şehirde huzurun yaygınlaştığını bildirdi.