Murat Güreş yazdı: ESKİDEN KIŞ DAHA Bİ YAKIŞIRDI ANTEP'E

Murat Güreş, zemherinin son gününde eski kışların nostaljisini yazdı.

Murat Güreş yazdı: ESKİDEN KIŞ DAHA Bİ YAKIŞIRDI ANTEP'E

 

Eskiden Gaziantep’te sanki kış günleri daha uzun olurdu.

Yalnızlıktan içi geçmiş sessiz bir griliğin içine gömülürdü semtler.

Bacalardan çıkan duman, meşeli meşeli kokardı.

Evde soba yanardı ama biz üşüye üşüye ateş yakardık zibillilkte.

Her ev mutlaka ıhlamur kokardı mis gibi…

İşçi kahveleri, “işsiz kahveleri” olurdu. Parasızlık ferman, çay derman olsa da veresiye defteri “aman” diye inlerdi.

Sigaradan sararmış ve buğulanmış camlardan, soluk da olsa eriyen kar suyuna düşen sakallı erkeklerin siluetleri masallardaki korkunç yaratıkları anımsatırdı.

Ellerini, koltuk altlarında sokuşturan ve eşarplarının kenarından taşan saçlarına kar taneleri düşen kadınlar kapı önü sohbetlerinde resmen sokağı ısıtırlardı.

Ne olduğunu daha sonraları anlayacağımız o çok baharatlı sucuk kokusu adeta genzimize dokunur geçerdi en zıpır yanı ile.

Tepsiden, zembilden, kabaklaşmış lastik ayakkabıdan, leğenden ve popo üstü kaymacadan neşelerimiz olurdu.

Yaşı benim gibi olanlar çok iyi hatırlar.

Her akşam, her evde Yerli Malı Haftası kutlanırdı sanki.

Kış meyvelerini ceviz, sucuk, kesme, bastık, kuru üzüm süslerdi, tandır başlarında.

Kimse kolay kolay hasta olmazdı o yüzden. Ama azıcık öksürsen hemen göğse ılıtılmış harbi zeytin yağı, üzerine gazete kağıdı yat-kalk bir şeyin kalmazdı…

Teneke sobanın üstünde babalarımızın özenle çizdiği kestane kendiliğinden kibarca yarılırdı. İşte ben kahverengi ile sarının dansını taaa o zaman çok sevmiştim…

Gece buzunun, ay ışığı ile parlamaya başladığı saatlerin en sıcak sesini duyardınız sonra “gavurgaaaaaaaa, gavurgacııııııı geldi…” Bez torbada gavurga (patlamış mısır) ama ölçek ya bir bardak, az büyüğü ayran tası idi.

Tek kanallı televizyon çekmezdi ama kimin umurunda. Teksas, Tommiks, Zagor, Mandrake, Yüzbaşı Volkan, Kaptan Swing, Fantom; Çelik Bilek, Rodi, Profesör, Gamlı Baykuş, Puik, Konyakçı, Doktor, Suzi, Albay kimler kimler hemen imdada yetişirdi.

Okula giderken, yokuş aşağı çantasının üzerine oturarak kaymayan herhalde yok gibidir.

Her çocuk mutlaka mahalle bakkalının koca atkısına bakarak mandalina kasalarının arkasındaki kül dolu mangalda körleşen közle ısınmaya çalıştığını hatırlar.

Asfaltız yollarda çamura bulanan lastik ayakkabı eziyeti mesela.

Gaz lambası ile ders çalışmayan var mıdır mesela?

Yılın son günü ve zemheri de bitiyor  ya o bembeyaz anılarda dolaştık geldik işte.

Sokakların soğuk ama yüreklerin sıcak olduğu o masalsı zamanların tadında, herkesin yeni yılını içtenlikle kutluyorum.

Esen kalın…

 

 

31.12.2021 (Haber Merkezi)

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR