Uzman Uzun, kayıtdışı çalışmanın bireylerin geleceğinde ciddi olumsuzluklar yaratacağını ifade etti. Her yıl 16 Mayıs haftası Sosyal Güvenlik Haftası olarak kutlanmakta olup, sosyal güvenliğin bireyleri mesleki, fizyolojik ve sosyoekonomik risklere karşı korumayı hedefleyen bir dizi politika ve sistemden oluştuğuna dikkat çekti. Devletin yönetiminde olan bu sistem, vatandaşlara sağlık hizmeti sağlamanın yanı sıra asgari gelir seviyesini güvence altına almayı ve yaşlılık, hastalık, malulluk ile işsizlik gibi durumlarda koruma sunmayı amaçlamaktadır.
Uzun, Türkiye’de oldukça gelişmiş bir sosyal güvenlik sisteminin mevcut olduğunu vurguladı. Ancak bu sistemden yararlanmanın en temel şartının kayıtlı çalışmak olduğunu belirtti. Bazı vatandaşların hala sosyal güvencelerinin bulunmaması, kayıtdışı istihdamın, çalışanların hizmetlerinin ya da prime esas kazançlarının Sosyal Güvenlik Kurumu’na hiç bildirilmemesi veya eksik bildirilmesinden kaynaklanıyor. Bu durum, hem çalışanlar hem işverenler hem de devlet açısından önemli sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Sigortasız çalışan bireyler, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık gibi sigorta kapsamındaki yardımlardan yararlanamazlar. Ayrıca yaşlılık maaşı, malullük aylığı, iş göremezlik ödeneği ve işsizlik maaşı gibi birçok yasal haktan mahrum kalmaktadırlar. Kayıtsız istihdam sağlayan işverenler ise, haksız rekabete yol açarak ekonomik dengeyi bozmakta ve kayıt dışı tespit edildiğinde ciddi para cezaları ile diğer hukuki yaptırımlarla karşılaşabilmektedirler. Devlet açısından ise kayıtdışı istihdam, prim ve vergi kaybına yol açmakta, çalışan-emekli dengesini bozmakta ve gelir dağılımında adaletsizlik yaratmaktadır.
Uzun, “Kayıt dışı çalışma, geleceğinden çaldırma. Sigortalı bir yaşam, bereketli bir hayat demektir. Sigortanı yaptır, sosyal güvenlikten faydalan. Sigortasız çalışma, yarınından çalma. Daha huzurlu bir toplum ve daha güçlü bir Türkiye için kayıt dışı çalışmayın ve kayıt dışı çalıştırmayın.” ifadelerine yer verdi.
