Türkiye’nin dört bir yanından barolar her ilde birden fazla baro kurulması, seçim sisteminin değiştirilmesi, avukatlara ilişkin kanunun 76. ve 95. maddelerindeki hak ve yetkilerinin sınırlandırılmasına yönelik yapılmak istenen düzenlemeye karşı bugün Ankara yürüyüşü başlattı.
Türkiye’nin dört bir yanından baro başkanları, iktidarın baroların yapısını ve seçim sistemini değiştirme planına karşı Ankara’ya gerçekleştirdikleri “savunma yürüyüşü”ne başladı.
Gaziantep Barosu Başkanı Av. Bektaş Şarklı, yaşamak için evlerde kaldığımız bu süreçte; bugüne kadar yürütülen politikalarla ekonomik kaosa sürüklenen mesleklerinin, pandemi süreci ile iyice artan sorunlarına çözüm beklerken, baroları bölme, parçalama ve sindirme projesinin raftan yeniden çıkarıldığını ve tehdit olarak yeniden sunulduğunu söyledi
Şarklı, tehdit konusu olan her şey özünde bir cezalandırma olduğuna dikkat çekerek,, “Baroların seçim sistemlerinin değiştirilmesi, birden fazla baro kurulması,nispi temsil adı altında işlevsizleştirilmesi öncelikle avukatların yalnızlaştırılması, devamında ise ülke üzerinde yaşayan her bireyin açıkça cezalandırılmasıdır. Adaleti adalet yapan tüm ilkelerin felsefesi insan onuru ise, insan onurunun yeryüzünün güçlülerine karşı teminatı da avukatlardır ve devletin temel görevi olan adaletin sağlanması için inşa edilen binalar, içinde bağımsız barolar ve avukatlar olmadığı zaman bir infazhaneden farksızdır.
Çünkü Barolar hak arama hürriyetinin başlangıcı, ilk basamağıdır.
Barolar, avukatı gelmeden hiçbir görevlinin ifadesini alamayacağı çocukların hemen yanı başındadır.
Barolar; artık yaygın bir katliama dönmüş kadın cinayetlerinde tüm duruşma salonlarındadır.
Barolar; bir avukat tutmaya ekonomik gücü yetmeyen her bireyin bir telefon uzağındadır.
Barolar; Kazdağları’nın, Salda’nın, Cerattepe’nin, Kızılca Köy’ü ve yok edilmeye çalışılan tüm ormanların kök saldıkları topraklardır.
Barolar, herkesin üzülmekten başka bir şey yapmadığı hayvanların haklarını inadına o adalet saraylarında haykırandır.
Barolar, hukuk devletinin ve hak arama özgürlüğünün yılmaz savunucuları; haksızlık kimden gelirse gelsin ve kime yönelirse yönelsin hiçbir ayrım gözetmeksizin haksızlığın karşısında vatandaşın yanında yer alan ve evrensel hukuk ilkelerini kendine varlık sebebi yapmış tarihi kurumlardır.
Bu sebeple baroların parçalanması, susturulması sadece avukatların değil çocukların, kadınların, ağaçların, adalete erişimde dezavantajlı tüm grupların ve istisnası olmadan herkesin susturulmasıdır. Baroların parçalanması, hukuk devletinin yok edilmesi ve ülkemizde insan onurunun güvencesi olan tüm kalelerin yıkılmasıdır.
Cumhuriyetin, demokrasinin, hukuk devletinin, laikliğin ve hak arama özgürlüğünün savunucuları; hiçbir ayrım gözetmeksizin haksızlığın karşısında yer alan ve evrensel hukuk ilkelerini kendine varlık sebebi yapan Barolar olarak her zaman ve her koşulda HALKIMIZA SES OLMAK İÇİN MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEK, hukuktan başka kimsesi olmayan herkes adına hiç yılmadan umudu savunmaya devam edeceğiz.
Barolar olarak, bütün bu sürecin başlangıcından bu yana, ortak bir tavrı sürdürme kararlılığı ile, iyiniyetle ve çoğunlukla hareket ederek, bildiriler yayınlayarak ve teklifin geri çekilmesine yönelik görüşmeler dahil, tüm süreçleri titizlikle uygulayarak ; parçalamayı, susturmayı, ele geçirmeyi ve etkisiz hale getirmeyi hedefleyen bu projeden vazgeçilmesine ilişkin taleplerimizi, tüm muhataplar nezdinde ısrarla yineledik ve yinelemeye ısrarla devam edeceğiz. Geldiğimiz nokta itibariyle; tüm bu iyiniyetli görüşmelerin sonuçsuz kaldığının ve suskunluğumuzun sözümüz olmadığı şeklinde algılandığının farkındayız.
19 Mayıs ve 1 Haziran bildirilerimizde ortaya koyduğumuz kararlılık içerisinde, meslektaşlarımıza ve halkımıza verdiğimiz sözün arkasında durarak, demokratik hak kullanımı çerçevesinde, hukuki eylemlilik sürecini başlatıyoruz. Bu süreçte bir kez daha, tüm yetkilileri sağduyuya, anayasaya, evrensel ve milli hukuki değerlere ve aklı selime davet ediyoruz. Baroların ve avukatların en üst seviyede örgütlü gücü olması gereken çatı örgütümüz Türkiye Barolar Birliğini bu ortak iradeye sahip çıkmaya ,2018 Şubat sürecinde olduğu gibi, tam bir kararlılık, söz, inanç, samimiyet ve eylem birliği içerisinde, kanuni ve fiili görevlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmeye davet ediyor; Baroların, Avukatların, Savunmanın, Halkın ve Hakkın yanında ve önünde olmasını talep ediyoruz.
Bizler Barolar olarak bu bilinç ve sorumlulukla 19 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde 80 Baromuz tarafından imzalanan bildirilere sadakatimizin bir göstergesi olarak ; eylem sürecine başlama yönündeki irademizi ilk olarak şu anda yapmakta olduğumuz açıklama ile somutlaştırıyor;
*Bu süreçte tarihi sorumluluğunu yerine getirmek üzere, 19 Haziran 2020 tarihinde Baro Başkanları olarak illerimizden Ankara istikametine doğru “Savunma Yürüyüşü”ne başladı.Her Baro Başkanı bulunduğu ilin coğrafi özellikleri ve koşullarına göre bir güzergâh belirleyecektir.
Derdimiz diyalogdur ve umudumuz bu çalışmanın, daha önce açıkladığımız üzere, yamalı bohça misali parça parça değil, Avukatlık Yasasının tüm sorunları ile birlikte ve Barolar muhatap alınarak çözülecek şekilde tümden bir düzenleme yapılmasıdır.
Dileriz ve umarız çözüm arayışlarımız karşılık bulur ve diyalog yolları karşılık bulur.
Belirlenen güzergâhta Gaziantep Barosu Başkanı olarak tek başına yürüyecektir.Yine sembolik olarak birkaç Gaziantep Barosu yöneticisi ya da meslektaşımız yanında olabilecektir.
“YÜREĞİMİZİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİDİYORUZ”
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, “Yüreğimizin götürdüğü yere yürüyoruz! Bizim yüreğimizin götürdüğü yer hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve savunmanın güvenliğidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda raftan indirilen baroların seçim sistemi ve faaliyet yapısını değiştirmeye dönük yasa teklifine karşı 80 ilden baro başkanları, “Söz baroların” diyerek Ankara’ya yürüşüne başladı.
İSTANBUL BAROSU BAŞKANI: ‘YÜREĞİMİZİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİDİYORUZ’
Türkiye Barolar Birliği (TBB) öncülüğünde oluşturulan müzakere heyetinin sonuç vermediğini düşünerek eylem süreci başlatan aralarında İstanbul, Gaziantep, Ankara, Antalya, İzmir ve Aydın’ın da bulunduğu birçok baro başkanı bulundukları şehirlerden Ankara’ya doğru yola çıktı.
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, üzerinde “Güçlü baro güçlü avukat” yazılı tişört ile çıktığı yolda, “Bugün başladığım yolculuk basit bir yolculuk değil. Yüreğimizin götürdüğü yere yürüyoruz! Bizim yüreğimizin götürdüğü yer hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve savunmanın güvenliğidir. Bunu sağlamaya çalışıyoruz. Bütün bunları toplum adına yapıyoruz. Açtığımız bu yolda siyasi iktidar da bize katılabilir” ifadelerine yer verdi.
ANTALYA BAROSU BAŞKANI: HALK İÇİN YÜRÜYORUZ