Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde, Türkiye’nin başka hiçbir bölgesinde yetişmeyen, ince kabuklu ve aromatik tadıyla tescilli Birecik Patlıcanı için ekim sezonu başladı. Gaziantep başta olmak üzere çevre illerin vazgeçilmez lezzetlerinden biri haline gelen bu özel ürün, kadınların yetenekli elleriyle toprakla buluştu.
Kadınlar Fideleri Tek Tek Dikti, Erkekler Suyla Hazırladı
Birecik Ovası’nda Şubat ayında seralara ekilen tohumlar, Nisan ortasında fide haline gelerek tarlalara aktarılıyor. Önceden erkekler tarafından sürülen ve sulanan tarlalarda, kadınlar fideleri dikkatlice dikelerek köklerini toprağa yerleştiriyor. Ekim işlemi Mayıs ayının ortalarına kadar devam etmektedir. Tohumların tamamı yerli ata tohumu olup, nesilden nesle çiftçiler tarafından korunarak ekilmektedir.
Fırat Nehri’nin Suyu ve Kumlu Toprak: Eşsiz Yetişme Koşulları
Uzun yıllardır Birecik Patlıcanı üreten çiftçi İmam Görenler, bu patlıcanın yalnızca bu bölgeye özgü olduğunu ifade ediyor:
“Fideler başka illerde de deneniyor ama tutmuyor. Fırat’ın suyu ve buranın havası bu patlıcana özel bir karakter kazandırıyor. Kumlu topraklar da yetişmesini kolaylaştırıyor.”
Hasat Temmuz’da Başlayacak, Lezzet Yolculuğu Gaziantep’e Uzanacak
Fidelerin yaklaşık 2,5 ay boyunca bakımı yapılıyor. Haziran sonu itibarıyla ilk ürünler görünmeye başlıyor, Temmuz ortasında ise hasat süreci başlıyor. En yüksek talep, başta Gaziantep olmak üzere bölgedeki kebapçılar ve restoranlardan geliyor. Patlıcan Kebabı, Tepsi Kebabı, Musakka gibi yemeklerin vazgeçilmez malzemesi olan bu ürün, özellikle Gaziantepli ustaların elinde sanat eseri yemeklere dönüşüyor.
Bölgeye Has Bir Genetik ve Kültürel Miras
İmam Görenler, her yıl aynı tohumu kullandıklarını ve bu patlıcanın genetiğinin korunduğunu önemle vurguluyor:
“Biz herkese ektirmiyoruz. Bu sebze çok hassastır, hata kaldırmaz. Tecrübeli eller ister. Ata tohumunu da kendimiz üretiyoruz. Bu ürün Birecik’in mirasıdır.”
Birecik toprağında doğan, Fırat suyuyla büyüyen ve Gaziantep sofralarında hayat bulan tescilli Birecik Patlıcanı; bölgesel tarımın, kadın emeğinin ve lezzetin en güçlü temsilcilerinden biri olarak dikkat çekiyor.
