İSYAN, BİZ ve DEVRİM

İSYAN, BİZ ve DEVRİM

Yazının başlığına bakıp, öyle devrimden, sokak çatışmalarından, cuntadan, halk darbesinden falan bahsedeceğimi düşünmeyin…

Bize, olan olmuş ki!

Bağzı muhteşem zatların, deri koltuklarda bana göre korsan oturuyor olması bile başlı başına bir devrimdir zaten.

Olmaz ya, hadi oldu diyelim, biz nasıl isyan ederiz?
Bir kere, sabah Düztepe’de halk otobüsüne 175 kişi binersek isyan ederiz. Homurdanırız ama daha öteye gidemeyiz.
Bayram öncesi çocuğumuz Gaziler Caddesi’nde kaybolursa ya da yankesiciye çarpıldığımızda isyan ederiz.
Eski tabirle Yeşil Kartlı isek, devletin bize verdiği kömürü satarken suçüstü yakalandığımıza isyan ederiz.
Tuttuğumuz takım ofsayttan gol yediğinde hakemin ne yuvarlaklığını ne yavşaklığını bırakmaz, fena öfkeleniriz.
Arife günü berberde saat sabaha karşı 04: 00’ı gösterdiğinde sıra halen bize gelmemişse isyan ederiz.

Nohudun konulduğu dürümünün ekmeği bayat ise isyan ederiz.
Sigaraya, zam geldiği zaman kuyruğuna basılmış finoya döneriz.
Sokağımızdan, hiç tanımadığımız bir araba üst üste üç kere geçince içimizde fırtınalar kopar.
Her gün dövdüğümüz, bir kez bile güzel bir laf söylemediğimiz avradımıza hasbelkader biri azıcık yan bakarsa kıyamete kadar, kıyamet kopartır isyan ederiz.
Bize istediğimiz ilacı yazmayan doktora, “yeriiiiii sen de bişey bilmeyin” diye hakaret edip, isyanları oynarız.
Düğünde halay başı çeken arkadaş, mendili bize vermez de köçek gibi saatlerce ortada döner durursa aha da o zaman kudururuz.
Trafik polisine sarhoş yakalandığımıza, ehliyeti vermemek için “gomserim bende bu ülkenin vatandaşıyım” diye en uluğundan efelenerek isyan ederiz.
Sadaka almaya alıştığımız için, kapımıza konulan mercimeğin içinden taş çıkarsa “bu hökümet de bizi adam yerine goymuyo gari” diye isyan ederiz.
Kızımız 15 yaşında evlenmek yerine, okula gitmek istediği zaman “ohuyup ta orospu mu olacan gı?” diye isyan ederiz.
Balkondan sokağa çöp poşeti fırlatır ama belediye bir gün çöpümüzü geç alırsa isyan ederiz.
Bihter’e, Fatmagül olarak tecavüz ettiklerinde isyan ederiz.
Komşunun el kadar çocuğu, bizim el kadar çocuğun kafasına oyun icabı kum dökerse isyan ederiz, hatta kan dökeriz.
Trafikte biri bizi sıkıştırır, geçer, hava basar ise levyeyi çeker isyan ederiz.
Birileri; facebook, msn, twitter hesabımızı kırdığında çok fena isyan ederiz.
Üçüncü sınıf aşifte magazin kaşarları, pat diye öldüğünde kaderimize isyan ederiz.
Ciğerciler, cartlak kebabına zam yaptığında yüzümüzü buruştururuz.
Evin hanımı, yıkadığı iç çamaşırlarını balkona kamufle etmeden astığında deliye döneriz.
Çarşıya çıkarsak, ayakkabımızı babamız, pantolonumuzu annemiz beğendiğinde isyan ederiz.
Cahil mi cahil, parasından başka dümeni olmayan birinden iş istemeye gittiğimizde, “gardaşım, o diploma ne ki, biz hayat okulu miiizunuyuk” dediğinde küplere bineriz.
Tükenmez kalemimiz, gömleğin cebine aktığında isyan ederiz.
Cuma namazında hava ayaz ise, mescidin içine girme koşusu başladığında avluda kaldığımızda isyan ederiz.
Babam ve Oğlum’u, Issız Adam’ı, Kurtlar Vadisi’ni izlediğimizde isyan ederiz.
Evin hanımı olmadık yerde telefon açıp, “Bey, bey tüp bitti. Zam da gelmiş 100 lira olmuş ha!” diye müjdeli (!) haberi verdiğinde isyan ederiz.
Loto çıkmaz, ganyan yatar, piyango isabet etmez, iddia tek maçla yatar, sayısal devretmez isyan ederiz.
Sahrede (piknikte) tam mangalı yakmak üzereyken yağmur yağarsa isyan ederiz.
Üniversiteyi kazanır isyan ederiz, bitiririz gene isyan ederiz.
Evleniriz isyan ederiz, boşanırız isyan ederiz.
Çıtçıtımız bozulur, fermuarımız açılır, çorabımız kaçar isyan ederiz.
Biri isyan eder, ona da isyan ederiz.
Şimdi deyin hele bana:
Bu kadar isyankar bir toplum DEVRİM yapabilir mi:))))))))))))

30.01.2019 (Murat GÜREŞ)

DİĞER YAZILAR

ATATÜRK’E HAKARET EDENLER VE SORUŞTURMA AÇILAN ÖĞRETMEN

ZEKİ ABİ VE BENİM SİNEMAM NİYE YOK?

MAYIS HÜZÜNLERİ

AÇLIK, GURUR ve PATATES TORBASI

SİYASİ SİMGE BAKIMINDAN 128 VE GAZİANTEP’TE MUHALEFET

KULUN OLMAM AMA KÜLÜN OLURUM...

BİR KENTTEN, SAHTE CENNET YARATMAK

"AKREP GİBİSİN KARDEŞİM"

PROKRÜST YATAĞI, AVUKATLAR ve GERÇEKLİK