POLİSİN GÖRÜNTÜSÜNÜN ALINMASINI YASAKLAYAN GENELGEYE DAVA AÇILDI...

Gaziantep Barosu Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kolluğun görüntüsünün alınmasın yasak getiren genelgesinin iptali için Danıştay Başkanlığı’na dava açtı.

POLİSİN GÖRÜNTÜSÜNÜN ALINMASINI YASAKLAYAN GENELGEYE DAVA AÇILDI...

 

İçişleri Bakanlığı’na açılan davanda; genelgenin, yetki, şekil, sebep, konu maksat yönlerinden hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle yürütmesinin durdurulması ve iptaline karar  karar verilmesi isteniyor.

“DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİNDE BU OLMAZ”

Gaziantep Barosu Başkanı Av. Bektaş Şarklı, demokratik bir hukuk devletinde yetki ile donatılmış olan kolluk görevinin aynı zamanda şeffaf ve hesap verebilir olmasının son derece önemli olduğuna işaret ederek, “Bir kamu hizmeti sunan ve bu anlamda kamu düzenini korumak ve sağlamak maksadıyla çeşitli yetkilerle donatılmış olan ve üstelik bu yetkilerle temel hak ve özgürlüklere kolayca müdahale etme imkânı olan kolluk personelinin de denetlenebilir olması gerekir” dedi.

DAVANIN İÇERİĞİ

Açılan davanın içeriğine ilişkin bilgi veren Baro Başkanı Şarklı, “Ceza Muhakemesi alanında temel  ilkenin, CMK 217. maddesinde de düzenlendiği üzer  delil serbestisidir olduğuna dikkat çekerek,  “Ceza muhakemesinde, meydana gelen bir olayla ilgili yapılan inceleme ve sonucunda yapılan muhakemede en önemli amaç, fiilin Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre suç olup olmadığının tespiti ile kim veya kimler tarafından gerçekleştirildiğinin ispatını sağlayacak delillere ulaşmak ve bu deliller ışığında karara ulaşmaktır.  Ceza muhakemesinde delillerin sınırlandırılması, meydana gelen somut olayın ispatını zora sokacak ve adaletin tecelli etmesine mani olarak sistemi işlemez hale getirecektir. Bu sebeple, ceza muhakemesinde meydana gelen olayın her türlü delil ile ispat edilebilmesine olanak tanınması zorunluluktur. Olay geçmişte meydana geldiğinden ispata yarayan delillerin kullanılmasında sınırlamayı ortadan kaldırmak ve adaletin yerine getirilmesini kolaylaştırmak maksadıyla, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun da hâkimin takdir yetkisini düzenleyen 217/2’nci maddesi “Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Delil serbestisi ilkesine göre; her şey kanıt olabilir, ilgililer kanıt ileri sürebilir,  yargıç kendiliğinden kanıt araştırabilir, kanıt ileri sürmede zaman sınırlaması yoktur, ispat külfeti sanığa yüklenemez, kanıt belirlemede yargıcı bağlayan üstün kanıt yoktur. Bu nedenle dava konusu idari işlem, doğrudan mahkemenin takdir ve kanaat alanına yönelerek, “ilgililerin” delil toplama hakkının özünü ortadan kaldırmaktadır. Bu hem bir yetki gaspı hem usul aykırılığı, hem de yöneldiği alan itibariyle konu ve amaç sakatlığına tekabül etmektedir” dedi.

Baro Başkanı, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Polisin Adlî Görevlerinin Yerine Getirilmesinde Delillerin Toplanması, Muhafazası ve İlgili Yerlere Gönderilmesi Hakkında Yönetmelik”te ise delil “Meydana gelen bir suçun aydınlatılması ve suç sanıklarının tespitine yarayan her türlü ispat vasıtası” olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla davalı Emniyet Müdürlüğü, dava konusu genelgesiyle, bizatihi uygulaması gereken üst normu ihlal etmektedir. Ses ve konuşmaların kayıt edilmesinin suç olarak değerlendirilebilmesi için öncelikle özel hayat ve özel hayatın gizliliği kavramlarının açıklanması gerekmektedir.

Kaldı ki dava konusu idari işlemin ise, delil ve ispat kavramını tartışmak bir yana, özellikle kolluk eylemlerinin kendisine dönük delillendirme hakkını tümüyle ortadan kaldırmaya yöneldiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle Genelge, bütün halinde “Ceza Adalet Sisteminin yok sayılması“ niteliğindedir.

YÜRÜTMENİN DURUDURLMASI TALEBİ

Genelge, Ceza Adalet Sistemini ilgilendiren delillerin yok olmasına yahut toplanamamasına sebep olacak oranda telafisi imkansız sonuçlar taşımaktadır. Açıkça hukuka aykırı olduğu ise yukarıda anlatılanlardan sonra ortaya çıkmıştır. Diğer yandan denetlenecek işlem genelge olup yayımlanmış ve tamamlanmıştır.  Bu sebeplerle davalı idarenin cevap dilekçesini beklemeden ve ivedi olarak yürütmenin durdurulması kararı verilmelidir.

Nitekim, Genelge yayımlandıktan hemen sonra 1 Mayısta İstanbul Taksim’e çıkmak isteyen eylemcilere orantısız şiddeti görüntüleyen muhabirin polis şiddetini kayda aldığı sırada Genelge hatırlatılarak görüntü alınması engellenmiştir. Bu olay diğer hak ihlallerinin habercisidir.”

FOTOĞRAF : BBC 

 

 

 

 

 

 

 

3.05.2021 (Haber Merkezi)

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR