EĞİTİM Mİ, NE EĞİTİMİ ALLASEN?

EĞİTİM Mİ, NE EĞİTİMİ ALLASEN?

Kentimizde 630 bin öğrencimiz ve 25 bin öğretmenimiz ile eğitim yılı başladı ve çocuklarımız sıralarına oturdular.

Her, eğitim-öğretim yılı başında olduğu gibi; nutuklar, tumturaklı konuşmalar, geçtiğimiz senelerde de belirlendiği halde bir türlü ulaşılamayan hedefler, siyasi vesayet altında olan sendikalar, eğitim bürokrasisi, vaatler, sözler, rakamlar, raporlar vs. Gaziantep eğitim meselesinin doğrudan ve dolaylı gündemleri oldu…

Yıllardır devam edip giden bu başarısızlığın önüne geçilmesi içim yapılan çalışmaların ciddiy(miş) gibi sunulmasına rağmen sıradan bir duygusal fenomen olarak algılanmasının ötesine geçemedi.

Eğitim, hiçbir zaman Gaziantep’in önceliği olmadı!

Mesela, Ardıl Barajı kadar önemsenmedi.

Sanayinin teşviki kadar konuşulmadı.

Başta bir birey olarak beni de çileden çıkaran köprülü kavşaklar kadar halkın gözüne sokulmadı.

Hayvanat Bahçesi’nde doğum yapan anne kaplan yada meyve kokteyli ile beslenen ayılar yada burnunda top sektiren foklar kadar kent gündeminde kalmadı.

Ana akım medya,aslında arsacı-emlakçı olan Çağdaş’ın baklavası kadar anlatmadı bu eğitim sorununu. Nohut dürümü kadar kıymetli olmadı.

Başta, Öğretmenevi’nin ticarethaneye dönüştürülmesindeki finansçı anlayışı, mecburen okul müdürlerinin de içselleştirmesi kadar normal karşılanmadı mali (!) işler.

Öğretmene, “kardeşim sen kendini ne kadar geliştiriyorsun? Öğrenciye yaz tatilinde oku dedin ama sen tatilde kaç kitap okudun?” dedi mi kimse?!

Sekreter alırken bilgisayar bilen, ofis programlarını kullanabilen vs. diye şartlar aranırken, bu şehirde inanıyorum ki bilgisayarın nereden açılacağını bilmeyen eğitimciler var.

GTO, GSO, Borsa, İhracatçılar Birliği gibi büyük firmaların üye sayısı ile Gaziantep’teki özel okullardaki öğrenci sayısını bir kıyaslayın bakalım ortaya ne çıkacak!!!

Eğitim-siyaset-rant üçlemesi ile kimler velilerin çocuklarına dair vicdanları üzerinden zengin oldular bir de ona bakın! Kıyak-mıyak işlerine bakın eğitimin !

Müdürlük mülakatında komisyon üyeliği yapan candaş canhıraş sendikacının, aynı zamanda sınava da girerek doksan küsur puan alması yadırganmıyor ise sözün bittiği yerdir.

Oysa şehrimizde hayat; fıstıktan, baklavadan ve organize sanayide dönen dişlilerden ibaret değil…

Yaşam kalitesinin yükselmesinin göstergesi, her pazar ormanda mangal yellemek hiç değil.

Kentin beton yığınına dönüşmesine, yüksek binaları daha da yükselmesine çılgınca alkış tutarak çok odalı evlerde kentten bi-haber yaşayarak “oldu da bitti maşallah” zevzekliği de değildir bu anlattıklarım.

Kısacası her şey para demek değildir.

“İnsan kazanmak, para kazanmaktan daha önemlidir” gibi bir sloganı bu şehre ezberletebilirsek, eğitim o zaman öncelik haline gelir.

Yoksa “geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde'ye

1.10.2018 (Murat GÜREŞ)

DİĞER YAZILAR

ATATÜRK’E HAKARET EDENLER VE SORUŞTURMA AÇILAN ÖĞRETMEN

ZEKİ ABİ VE BENİM SİNEMAM NİYE YOK?

MAYIS HÜZÜNLERİ

AÇLIK, GURUR ve PATATES TORBASI

SİYASİ SİMGE BAKIMINDAN 128 VE GAZİANTEP’TE MUHALEFET

KULUN OLMAM AMA KÜLÜN OLURUM...

BİR KENTTEN, SAHTE CENNET YARATMAK

"AKREP GİBİSİN KARDEŞİM"

PROKRÜST YATAĞI, AVUKATLAR ve GERÇEKLİK